Toplumun Nabzı Sosyal Medyada Atıyor

Ezgi Akpınar

Toplumun Nabzı Sosyal Medyada Atıyor

“Sosyal medyada herkes hayatını olduğundan daha iyi gösteriyor” cümlesini ya siz söylediniz ya da birinden duydunuz, değil mi? Parlak filtreler, tatil pozları, hep gülen yüzler… Özellikle Instagram’da hayat sanki hep güzel. Ama duyguların daha filtresiz, daha ham haliyle aktığı, kimi zaman da gerilimlerin kolayca tırmandığı bir platform da var: Şimdiki adıyla X, eski adıyla Twitter.

X’de dolaşan içeriklerin tamamı “gerçek” değil elbette. Ama buradaki kelimeler sadece bilgi taşımıyor; öfkeyi, kırgınlığı, keyfi, endişeyi de açık ediyor. Sosyal medya, özellikle de X, bazen bir iç dökme alanı, bazen de kolektif bir taşma noktası haline gelebiliyor. Bu yönüyle, duyguların gündelik dolaşımını izlemek için önemli bir pencere sunuyor.

Toplumun ne hissettiğini bilmek kolay değil- hele ki duygular bu kadar hızlı dalgalanırken. Ama duygulara kulak verebilirsek, sadece bireylerin değil, toplumun ruh halini de daha iyi anlayabiliriz. Bu da bütün kurumlar açısından doğru zamanda doğru adımlar atmak için hayli güçlü bir rehber olabilir.

Tweet’lerden Toplumsal Ruh Haline

Peki sevincimizi, hayal kırıklığımızı, öfkemizi birer cümleye sığdırıp paylaştığımız bu platform konuşsaydı, bizim hakkımızda ne söylerdi? Daha doğrusu, X’te toplanan milyonlarca mesajı analiz ederek bu soruya bir yanıt vermek mümkün mü?

İşte tam da bu sorudan yola çıkan bir araştırma, X’in devasa veri havuzunu konuşur hale getiriyor. Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ezgi Akpınar, Concordia Üniversitesi’nden Dr. Begüm Şener ve Özyeğin Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berk Ataman’ın birlikte kaleme aldığı ve Scientific Reports dergisinde yayımlanan makale, çevrimiçi sosyal ağlarda dile gelen 24 farklı duygunun ne zaman, ne sıklıkla, ne kadar süreyle ortaya çıktığını ve zaman içinde nasıl dönüştüğünü ortaya koyuyor. Makalenin başlığı Türkçeye şöyle çevrilebilir: Toplumdaki Duyguların Dinamiklerini Çevrimiçi Sosyal Ağ Konuşmaları Üzerinden Ortaya Koymak.

 “Duygularımızı birer cümleye sığdırıp paylaştığımız X konuşabilseydi, bizim hakkımızda ne söylerdi?”

Milyonlarca Tweet’ten Duyguların Haritası

Araştırmacılar, iki yıl boyunca Türkiye’den toplanan beş milyondan fazla tweet’i inceleyerek insanların hangi duyguları ne sıklıkta ifade ettiğini, bu duyguların ne kadar sürdüğünü ve zaman içinde hangi duygulara dönüştüğünü analiz ediyor.

Bunun için her biri özel olarak hazırlanmış, köklerine ayrılmış kelimelerden oluşan duygu sözlükleri kullanılıyor. Bu sayede 24 farklı duyguyu içeren tweet’ler etiketlenip, hangi gün hangi duygunun öne çıktığı takip edilebiliyor. Ayrıca, bu duyguların ardındaki temel psikolojik yapıların izini sürebilmek için, değerlik (olumlu/olumsuzluk), uyarılmışlık ve baskınlık (kişinin bir duygu karşısında ne kadar güçlü ve kontrol sahibi hissettiğini gösteren psikolojik ölçüt) düzeylerini de içeren dokuz boyutlu bir anket uygulanıyor.

Örneğin, aşağıdaki grafikte de görülebileceği gibi İstanbul Beşiktaş’taki stadyum önünde gerçekleşen terör saldırısının hemen ardından sosyal medyada belirgin biçimde öfke hâkim oluyor. İlk günlerde bu öfke çok yoğun şekilde hissediliyor, ancak takip eden günlerde giderek azalıyor; yerini daha karmaşık bir duygu bileşimine bırakıyor. Zamanla öfkenin yerini hüzün alıyor, sonra o da yavaş yavaş çekiliyor ve toplumun duygusal tonu yeniden gündelik seviyelere dönüyor.

 

 

Duyguların Sosyal Medyadaki Ritmi

Araştırmanın bulguları, çevrimiçi sosyal ağlarda en çok öne çıkan duyguların olumsuz, baskın ve yoğun hisler olduğunu gösteriyor. Özellikle öfke ve hayal kırıklığı gibi yüksek uyarılmışlık ve hâkimiyet taşıyan duygular, tweet’lerde daha sık dile getiriliyor. Buna karşılık, olumlu ama yine yüksek uyarılmışlık içeren duygular —örneğin neşe ya da coşku— sosyal medyada daha uzun süre gündemde kalma eğiliminde.

İlginç bir diğer bulgu ise şu: Gurur gibi baskın duygular hızla parlayıp çabuk sönüyor. Buna karşılık daha az baskın ama benzer değerlik taşıyan duygular (örneğin huzur ya da umut) daha kalıcı olabiliyor.

Ayrıca, belli bir duygu toplumsal konuşmalara hâkim olduğunda, benzer duygular geri planda kalıyor. Ancak uzun vadede —yaklaşık bir ay sonra— benzer değerlikteki duyguların yeniden öne çıktığı görülüyor.

“Sosyal ağlarda en çok olumsuz, baskın duygular ve yoğun hisler öne çıkıyor.”

Duyguların bu kadar dalgalı ve geçişken olduğu bir ortamda sağlıklı analiz yapmak kolay değil. Tam da bu nedenle, bu çalışma karar vericiler, iletişim uzmanları ve kamuoyuyla çalışan herkes için değerli içgörüler sunuyor. Hangi duygu ne zaman yükseliyor, hangisi uzun süre kalıyor, hangisi diğerini bastırıyor? Tüm bu sorulara sosyal medya verisi üzerinden yanıt arayan bu çalışma, toplumsal hislerin zaman içindeki izini sürmek için güçlü bir kılavuz olma niteliği taşıyor.

Anahtar bulgular

  • Olumsuz değerlilik taşıyan ama yüksek baskınlık ve/veya uyarılmışlık düzeyine sahip duygular, çevrimiçi sosyal medya konuşmalarında daha sık görülüyor.
  • Bir duygunun sosyal ağlarda ne kadar süreyle baskın kaldığı, genellikle değerlik (olumluluk) ve uyarılmışlık düzeyine bağlı olarak artıyor; buna karşılık baskınlık düzeyi yükseldikçe bu süre kısalıyor.
  • Bir duygu sosyal medyada hâkim hale geldiğinde, kısa vadede benzer değerlilik ve baskınlık taşıyan, yüksek uyarılmışlık düzeyine sahip diğer duyguları geri plana itiyor. Ancak yaklaşık bir ay gibi daha uzun vadede, benzer değerlilikteki duygular tekrar öne çıkma eğilimi gösteriyor.

 

Bülteni hazırlayan: Ceyda Sinağ

Makalenin tamamını okumak için:

Sener, B., Akpinar, E., & Ataman, M. B. (2023). Unveiling the dynamics of emotions in society through an analysis of online social network conversations. Scientific Reports, 13(1), 14997.

 

Hocaların biyografisi ve diğer araştırmaları için link: 

Begüm Şener:

https://www.concordia.ca/faculty/begum-sener.html

https://scholar.google.com/citations?user=JAh7GAoAAAAJ&hl=tr&oi=sra

Ezgi Akpınar:

https://sbs.sabanciuniv.edu/tr/ezgi-akpinar-uysal

https://scholar.google.com/citations?user=TuxH1JgAAAAJ&hl=tr&oi=sra

Berk Ataman:

https://www.ozyegin.edu.tr/tr/akademik-kadro/berkataman

https://scholar.google.com/citations?user=ae2axagAAAAJ&hl=tr&oi=sra